BARTU EKEN – KANAL 7 DIŞ HABERLER SERVİSİ
İsrail’e ait F-35 savaş uçakları öğle saatlerinde havalanarak, İran’ın Şam’da bulunan konsolosluk binasını bombaladı. Hedeflerinde en üst düzey rütbeliler vardı…
Saldırıda, İranlı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi’yle beraber 6 askeri ve sivil personel öldürüldü. Bombardıman sırasında binada bulunan 7 Suriyeli yetkili de yaşamını yitirenler arasındaydı.
Muhammed Rıza Zahidi, Tahran için oldukça kritik bir isimdi.. Zahidi, 2020 yılında ABD tarafından Irak’ta, öldürülen General Kasım Süleymani’den sonra en yetkili isim olarak biliniyordu. Daha önce Devrim Muhafızları’nın Kara ve Hava Kuvvetleri komutanı olarak görev yaptı. Kudüs Gücü’nde faaliyet göstererek, Suriye ve Lübnan’da önemli operasyonlarda yer aldı.
Gerçekleştirilen saldırının zamanlaması ise oldukça dikkat çekiciydi. Gazze’yi harabeye çevirirken ciddi bir uluslararası yaptırımla karşı karşıya kalmayan Netanyahu yönetimi, Gazze’den sonraki savaş alanının ülkenin kuzeyi olacağını değerlendiriyor. Bu kapsamda çalışmalar başladı bile…
İsrail Genelkurmayı Lübnan’da Hizbullah’a karşı operasyonların devam etmesi için askeri planları onayladı. Savaşı daha geniş cephelere taşımayı amaçladığını bir kez daha gösterdi.
İsrail’in hedef aldığı Zahidi’nin Kudüs Gücü’nde faaliyet göstermesi; İran’ın yurt dışındaki operasyonel faaliyetlerinin en yetkili isimlerinden olduğunu doğruluyor. Yaklaşık 15 bin kişilik milis güç, doğrudan İran Devrim Muhafızları’na bağlı. Kudüs gücü, Bilhassa Esad rejiminin iktidarının devamını sağlamak, DEAŞ terör örgütü ile yaşanan çatışmalarda Suriye Arap Ordusu’na yardımcı olmak ve Filistinli direniş gruplarına destek sağlamaktan sorumlu. Aynı zamanda İsrail’in kuzeydeki komşusu Hizbullah ile yakın ilişkilere sahip. Dolayısıyla, Hizbullah ile yapılacak bir savaş öncesi Zahidi’nin etkisiz hale getirilmesi, İsrail için kritik bir önemdeydi.
Hayatını kaybeden tek önemli isim Zahidi değildi elbette. Bir başka üst düzey komutan Tuğgeneral Hadi Hac Rahimi de bombaların hedefi oldu. Rahimi de İran’ın bölgesel stratejileri için büyük bir öneme sahipti.
ARADAN ÇEKİLEN ABD, YENİDEN TAHRAN İLE KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEK İSTENİYOR
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby saldırının hemen ardından kameraların karşısına geçti. Oldukça önemli bir açıklamada bulundu.
Kirby, “Devrim Muhafızları’nın ne yapacağını tahmin edemem. Şunu açıklığa kavuşturmama izin verin; Şam’daki saldırıyla hiçbir ilgimiz yok. Herhangi bir şekilde dahil olmadık” ifadelerini kullandı. Beyaz Saray’ın konuya yaklaşımını net bir şekilde ifade etti.
İran ve ABD arasında Umman’da gerçekleştirilen görüşmelerde bölgesel gerginliğin düşürülmesi için ciddi adımlar atılmıştı. İran’a bağlı milis güçler, görüşmelerin ardından Suriye ve Irak’taki Amerikan üslerine saldırılarını sonlandıracağını açıkladı. Bunun karşılığında resmi bir duyuru yapılmasa da Koalisyon Güçleri bölgede milis güçlere yönelik operasyonlarını askıya aldı. Bu dönemdeyse İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları yoğunlaştı.
Önce Halep yoğun bombardımana tutuldu. Ardından Deyrizor kırsalı ve son olarak Şam… Biden yönetimi artan tepkiler üzerine İsrail’e yönelik desteğini azaltmasa da, temsili bir tepki halinde. Yine de, İsrail’in ABD’deki kuvvetli lobisi ve birçok anlaşma, Washington ile aralarında bozulmaz ittifakı sağlıyor. Tel Aviv’în İran’ı kışkırtıp kendilerine saldırtarak, ABD’yi de savaşın içine çekmeyi planladığı değerlendirmeleri yapılıyor.
İRAN, RUSYA VE TÜRKİYE SALDIRIYA TEPKİ GÖSTERDİ
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi saldırıdan kısa bir süre sonra açıklamada bulundu. İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirterek, bombardımanı bir terör eylemi olarak niteledi. “İsrail’in işlediği suçlar karşılıksız kalmayacak” dedi.
İran’ın başkenti Tahran’da rejim yanlısı yüzlerce kişi, saldırıyı protesto etmek için sokaklardaydı. Tahran’daki Filistin Meydanı’nda toplanan öfkeli kalabalık, Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami’ye seslendi. “Selami, İran’dan Golan’ı füzeler ile vur” sloganları attı.
Suriye’de faaliyet gösteren İran destekli Fatimiyyun Tugayları, Hizbullah ve Filistin’e ait bayrakların dalgalandı gösteride. “Kahrolsun İsrail” yazılarının yanına “Kahrolsun Amerika” pankartları da eklendi yeniden.
İran saldırı sonrasında görünürde herhangi bir eylemde bulunmadı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Şam’a düzenlediği hava saldırısını şiddetle kınadığını bildirdi. Moskova da İran gibi uluslararası hukuk ihlali vurgusunda bulundu. Diplomatik ve konsolosluk tesislerinin dokunulmazlığının Viyana Sözleşmesi’nce güvence altına alındığı ifade edildi. Saldırının kabul edilemez olduğunun altını çizdi.
Rusya Savunma Bakanlığı’ysa İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri bölgesinde ek bir Rus askeri polis karakolu konuşlandırıldığını bildirdi.
Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da aynı vurgu dikkat çekti. İsrail’in saldırısı kınandıktan sonra son dönemle işlenen uluslararası hukuk ihlalleri hatırlatıldı. Ankara, taraflara çağrıda bulundu. Tüm bölgeyi etkileyecek bir çatışmanın başlamaması için sağduyulu ve itidalli hareket etme çağrısı yaptı.
İRAN NEDEN SESSİZ?
İran’ın karşılık vermemesi birçok sebepten kaynaklanıyor olabilir. Öncelikle İsrail’e yönelik doğrudan bir saldırı, Tel Aviv’in istediği durum olacaktır. Nitekim bölgede bulunan ABD Hava Kuvvetleri’nin tespit ettiği bölgelerde İran destekli güçleri vurması oldukça kolay ve operasyonel olarak engellenemez. Temel sebep olarak bu görülebilir.
İran’ın İsrail’i hedef almamasının bir başka sebebi, Netanyahu yönetiminin hali hazırda uluslararası prestijinin yerle bir olmasıyla ilgili olabilir. Gazze’de gerçekleşen soykırımla birlikte, İsrail’in müttefikleri de başta olmak üzere Netanyahu hükümetinin barbarlığına tepkili. Dolayısıyla İsrail’in olası bir saldırıyla yeniden “mağdur durumda” olması, hem Tel Aviv’in yeni saldırılar için elini rahatlatacak; Hem de yeniden terör saldırısı altında oldukları propagandasını yayma imkanlarını sağlayacaktır.